+
Hipokrat şöyle der:
"Let food be your medicine, and let medicine be your food" Bu bakış açısıyla genel
sağlığın ve dolayısıyla cilt sağlığımızın iyi olmasının temelinde iyi beslenmenin önemi vurgulanmaktadır.
Yapılan çalışmalar da göstermiştir ki beslenmedeki değişimler cildin durumunu etkileyebilmektedir. Dermatolojik
muayene sonrası belirlenen cilt tipine göre beslenme önerileri sorunlu ciltlerde düzelmeye yardımcı olmaktadır.
Cilt tipleri dermatolojik muayenede yağlı/kuru, hassas/dirençli, lekeli/lekesiz, kırışık/ düzgün olarak
sınıflandırılmakta ve alt grupları ile birlikte 16 ayrı cilt tipi belirlenmektedir.
+
Cilt tiplerine göre cilt ve kanda bazı değerlerin ölçümleri yapılarak veriler elde edilmiş ve beslenme
önerileri geliştirilmiştir. Yapılan bir çalışmada derideki sebum düzeyinin kandaki vitamin A seviyesi ile ilişkili
olduğu saptanmış ve yağlı cilt yapısı olanların Vitamin A içeren yiyeceklerden zengin beslenmesinin fayda sağlayacağı
bildirilmiştir. Vitamin A' nın deride yağ bezlerinin aktivitesini baskıladığı kanıtlanmıştır. Bu yüzden havuç,
yumurta sarısı,kuru kayısı,ıspanak,tatlı patates gibi A vitamininden zengin yiyecekler yağlı cilt yapısına sahip
kişiler için tavsiye edilebilir. Diğer yandan vejeteryanlarda gözlenen kuru cilt yapısı kanda düşük kolesterol
ve yüksek vitamin E düzeyi ile ilişkilendirilmiştir. Buna gore düşük kolesterollü beslenme ile vejeteryanlarda
kuru cilt yapısı daha yüksek oranda beklenebilir.
+
Leke oluşumuna eğilimli ciltlerde yapılan çalışmalarda nar meyvesi içeriğindeki ellagic asidin deride pigment oluşumunda görevli tirozinaz enzimini baskıladığı gösterilmiş ve araştırmacılar tarafından nar ekstresinin leke açıcı bir ajan olarak kullanıma uygun olduğu belirtilmiştir. Üzüm çekirdeği ekstresinin de 6 ay kullanım sonrasında melazma tedavisinde lekelerin açılmasında etkili olduğu saptanmıştır.Çam kabuğu ekstresi içeriğinde bulunan Pycnogenol adlı antioksidan ile yapılan çalışmalarda günde 3 kez 25mg tablet olarak alındığında melasmaya ait leke alanında 1 ay içinde belirgin azalma gözlenmiştir.
+
Cilt tiplerine göre beslenme önerilerinden bahsettikten sonra kısaca cilt sağlığı açısından yararlı besin
takviyeleri ile ilgili araştırmalara değinelim.Yaşlanmada büyük rolü olan güneş ışınlarının zararlı etkilerini
azaltmaya yardımcı besinler arasında özellikle yeşil yapraklı sebzeler(ıspanak,kuşkonmaz), sarımsak, soğan,
zeytinyağ, kurutulmuş meyveler, çok tahıllı ekmek sayılabilir. Bunun tersi kırmızı et, margarin, şeker ve
süt ürünleri tüketimi ile fotoyaşlanma arasında doğru orantı bulunmaktadır.
+
Yaşlanma mekanizmalarının açıklandığı serbest radikal teorisine göre çevresel oksidan faktörler (UV,ozon,hava kirliliği,
sigara ) hücre duvarlarını hasarlandırarak yaşlanmaya neden olmaktadır.Antioksidanlar hücresel hasara yol
açan çevresel ve içsel etkenlere karşı hücre zarlarını koruyucu etki gösteren maddelerdir. Antioksidan
kullanımı ile serbest radikallerin zararlı etkileri azaltılmakta cilt yaşlanması ve deri kanseri oluşumuna
karşı koruyucu etki sağlanmaktadır.
Antioksidanlar her derde deva moleküller olmasa da sağlık açısından
önemli faydalar sağladıkları bir gerçektir. Dietteki önemli antioksidan kaynakları ;
küçük renkli meyveler (çilek, yabanmersini,dut,frenk üzümü,üvez, kızılcık), iri meyveler (nar,portakal,kivi,
limon,erik,ananas,greyfurt), fasulye (soya fasulyesi, yer fıstığı), kökler (zencefil ), tahıl grubu ( yulaf,
kara buğday,arpa) ,kuru erik, kuru kayısı, ayçekirdeği, ceviz sayılabilir. Bu tür besin takviyelerinin,
emzirme,hamilelik,özel sağlık durumları gözönünde bulundurularak doktor tavsiyesi ile kullanılmaları önerilir.
+
Β- Karoten karotenid grubundan ,yağda çözünen A vitamin öncüsü bir maddedir. Ultraviyole ışınlarına bağlı
eritem ( kızarıklık ) oluşumunu dolayısıyla güneş yanıklarını 10 haftalık düzenli kullanımda azalttığı
belirtilmiştir.
+
Biotin Tırnak kalınlığını %25' e varan oranda arttırma etkisinden dolayı kırılgan tırnakların tedavisinde önerilmektedir.
+
Kafein; Kahve,çay gibi içeceklerin çok iyi bilinen bir içeriği olarak kafeinin yüksek kanser önleyici
ve antioksidan özellikleri bulunmaktadır. Lokal kullanımda yangı giderici özelliği ile yüzdeki kızarıklıklarda,
dehidrate edici (ödem giderici) etkisi nedeniyle sellülit kremlerinde tercih edilmektedir.
+
Koenzim Q -10; Hücrelerde enerji üretiminde yardımcı ve yüksek antioksidan özelliği ile bilinen
bir moleküldür. Koenzim Q 10 seviyesi yaşla birlikte azalma göstermektedir. Lokal olarak kullanılan Q-10
içerikli kremlerin Uv radyasyondan koruyucu,besin takviyesi olarak alındığında kırışıklıkların oranında
azalma etkisi olduğu gösterilmiştir.
+
At Kestanesi; Venöz dolaşım bozukluklarında kullanıldığında varislerde rahatlama, bacak ağrısında
ve yorgunluk belirtilerinde azalma gibi etkileri nedeniyle kullanılmaktadır.
+
Bromelain; Ananas meyvesinde yüksek miktarda bulunmakta ve ödem giderici,yara iyileşmesini hızlandırıcı
etkileri nedeniyle önerilmektedir.
+
Omega-3 Yağ asidi; Somon ve ton balıkları zengin omega-3 kaynaklarıdır. Omega 3 yağ asidleri yangı
giderici etkilerinden dolayı akne ve yüzdeki kızarıklıkların (flushing)tedavisinde destekleyicidir. Ayrıca
cildin nemliliğinin optimum düzeyde devamını sağlayarak kuru cilt ve egzema tedavilerinde yardımcıdır.
+
Selenyum; Vücut için çok küçük miktarları yeterli olan önemli bir antioksidan mineraldir. Tahıllar,deniz
mahsülleri ve et önemli kaynaklarıdır. Vücutta bir çok işlevinin yanısıra oral alımda UV kaynaklı hasarı önlemede,
sedef hastalığının tedavisinde destek olarak ve antiaging amaçlı kullanılmaktadır.
+
Haftada 2-3 kez somon tüketimi,
Yemek ve salatalara keten tohumu eklenmesi,
Antioksidan içeriği yüksek meyve ve sebze tüketimi ( nar, kızılcık, dut, yaban mersini)
Yemeklere antioksidan özelliği yüksek kekik,zencefil,fesleğen gibi baharat eklenmesi
Günde 2-4 bardak yeşil çay tüketimi,
Şeker ,doymuş yağ oranı yüksek gıdalardan kaçınmak,
Küçük porsiyonlar halinde beslenmek.
Sonuç olarak yediklerimiz bizi oluşturmaktadır fikrinden yola çıkarak; yediklerimizin niteliği
geniş kapsamlı sistemik etkiler ve sonuçta deride potansiyel bulgulara yol açmaktadır.