Koltukaltı Terleme Tedavisi

Koltukaltı terleme oldukça sık rastlanan ve rahatsız edici bir problemdir.Hastalar genellikle beyaz renk ya da siyah renkte giyisi giymek zorunda kaldıklarını ifade ederler. Bazen genetik olabilir ve aile bireylerinde de aynı problem mevcuttur. İnce uçlu iğneler yardımıyla uygulanan botulinum toksin tedavileri problem gidermede oldukça başarılıdır.

Hastanın ayrıntılı hikayesinin alınması büyük önem taşımaktadır. Sorgulanması gerekenler şu şekildedir:

Ailede aynı problemden şikayetçi bireyler var mı?

Hasta daha önce tedavi almış mı?

Aldığı tedavilerden memnun kalmış mı?

Toxin enjeksiyonlarının etkisi yeteri kadar uzun sürüyor mu?

Önce hangi bölgede etki kayboluyor?

Hastanın metabolizma hızı, kas yapısı, egzersiz durumu nasıl?

Daha önceki enjeksiyonlarda kolda güçsüzlük gibi sorunlar yaşadı mı?

Bazı insanlarda çocuklukta başlayan stress durumlarında ortaya çıkan yapısal Kabul edilen terleme şikayeti olabilir. Aşırı terleme normalde şikayeti olmayanlarda akut olarak ortaya çıktığında kansızlık, bazı tiroid hastalıkları, nörolojik bozukluklar, kalp ve akciğer hastalıkları açısından araştırma gerekir. Bölgesel terlemeler genellikle hastalıkla ilişkili değildir ve yapısal kabul edilir.

Aşırı terlemede lokal olarak Aluminyum chlorid hexahydrate içeren kremler el, ayak, koltukaltı terleme tedavilerinde kullanılabilmektedir. Bunun dışında iyontoforez denilen elektrik akımı ile terleme tedavisini baskılayan seanslar halinde uygulanan bir yöntem bulunmaktadır. Haftada 3 seans başlanılarak ve daha sonra seans sayısı azaltılarak terlemede % 70 oranında azalma sağlanmaktadır. Ağız yoluyla alınan antikolinerjik ilaçalar yan etkilerinden dolayı tercih edilememektedir. Aşırı terleme nedeniyle sosoyal hayatı önemli ölçüde etkilenen hastalara ETS(Endoskopik torakal sempatektomi) tedavisi ile kalıcı çözüm sağlanabilmeltedir. Operasyonun risk ve yararları hastalara ayrıntılı bir şekilde anlatılmalıdır.

Doktorunuz terleme durumunuzu gözleyebilir. Nişasta-iyot testi uygulayabilir. Koltukaltı bölge öncelikle betadin solüsyonu ile silinerek ardından bölgeye saf nişasta serpilir. Terleme olan bölgeler siyah renkte belirecektir.

İşlemden 45 dk önce uygulama yapılacak alana lokal anestezik krem sürülür. Hastanın ağrı eşiği düşükse etkiyi arttırmak için üzeri streç filmle kapatılabilir. Buz uygulaması da ağrı hissini ve morluk oluşum riskini azaltacaktır.

Koltukaltı bölgesinin alkol ile temizliği yapıldıktan sonra kısa süreli buz uygulamaları yapılır. Her bir koltukaltı için en az 15 noktaya olmak üzere belli aralıklarla toksin enjeksiyonu yapılır. İşlem yaklaşık 10 dk da sona erer.

Deri yüzeyinde bazen hiç bir belirti olmazken , bazı durumlarda kızarıklık,minik kabarıklıklar ve morluk gözlenebilir.

İşlem genel olarak güvenli bir uygulamadır. İlk kez bu işlemi yaptıran hastaların %10 kadarında başağrısı olabilmektedir. Morluk oluşabilir. Bir tarafta terleme tam düzelmeyebilir. Genellikle daha önceden bir tarafı daha çok terleyen hastalarda olmaktadır. Kollarda kas gücünde geçici azalma olabilir. Koltukaltı bölgesi dışında kalan yüz,sırt,el ve ayaklarda daha fazla terleme algısı oluşabilir.

Aşırı terleme şikayeti olanların çoğu bu tedaviye uygundur. Uygulama bölgesinde aktif enfeksiyon varlığında ve kas hastalığı(Myastenia Gravis, Eaton Lambert sendromu) durumunda uygulanmaz.Hamile ve emziren annelerde uygulama yapılmamaktadır.

İlk 4 saat deodorant kullanılmamalı, masaj ve ağır egzersizler yapılmamalıdır.

İşlemin etkileri 2-8 gün arasında ortaya çıkmaktadır. Etki 3-4 haftada maksimuma ulaşır. Kontrol 4. Haftada yapılabilir. Terleme devam ediyorsa ek doz uygulanır.

Ergenlik çağında hormonların etkisi ile terlemede geçici artışlar olup ergenlik sonrasında düzelme gösterebilmektedir. Öncelikle diğer tedavi alternatifleri denenmeli botok işlemi ergenlik sonrası düzelmeyen durumlarda tercih edilmelidir.

Etki süresi metaolizma hızı, uygulanan doz ve uygulanma yerine göre bireysel farklılıklar gösterebilmektedir. Yüksek doz uygulamalarında genellikle hastaların %30 ‘nda 1 yıl aralıklarla tekrar edilmesi gerekmektedir. Geri kalan hasta grubunda 8 ayda bir işlemi tekrar etmek gerekmektedir. Düşük dozlarda etki süresi daha kısadır ve birkaç ay kadar sürmektedir.